Dün sabahtan beri kızları yavaş yavaş bahçeye alıştırmaya çalışıyorum. Çünkü yedinci kattaki apartman dairesinde tutsak gibiydiler. Buraya geleli pencereden kuş seslerini dinleyip dışarıya çıkma eğilimleri gösteriyorlar. Her ikisi de kısırlaştırıldığı için bahçede oynamaları, egzersizlerini yapmaları iyi olur diye düşünüyorum. Bir yandan da gözümün önünden ayrılmalarını istemiyorum. İlk sekiz gün hiç dışarı bırakmadım. Benimle birlikte evin içinde durmadan inip çıktılar. Dün sabah ikisini de aşağı indirdim ama jane verandada kaldı, ürkek ürkek etrafına bakınmakla yetindi. Colette bir parkta doğduğu ve biraz daha büyümüş olarak eve geldiği için bahçeye daha kolay uyum sağladı. Verandadan şöyle bir aşağıya baktı.
Sonra bahçeye indi.
Akşam üzeri tekrar bahçeye indik, bu kez Jane de katıldı.
Komşu bahçede otların arasında meraklı meraklı dolaştılar.
Bir ara tombik Jane Çam ağacına tırmandı, gözlerime inanamadım:)
Bunlar da benim fotoğrafçılığın yüz karası çekimlerim..
Öperim, koklarım, ısırırım onları ben :)
YanıtlaSilHele Jane'e kıyamıyorum... yıllardır hapisti evde, şimdi özgürlüğü tadıyor kuzucuğum :)
Dilerim ev-bahçe arasındaki dengeyi kendiliğinden kurarlar da için rahat olur Begonvil'cim.
İnşallah canım. Çok korkuyorum ama onları tutsak yaşamına mahkum etmek istemiyorum.
YanıtlaSil